Toprağa, hem Yahudi hem de Hristiyan geleneklerinde bedenlerimizin geçici doğasını vurgulayan bir kavramdır. Yönetmen Shawn Snyder’ın filmi, karısının kaybı üzerine yas tutan ve onun bedenine takıntılı bir şekilde odaklanan bir adamın hikayesini anlatıyor. Film, beklenmedik bir şekilde argo unsurlar barındırıyor ve oldukça eğlenceli bir yapım olarak öne çıkıyor. Düşük bütçeli olan Toprağa, birçok ölüyü mezarlarından çıkaran ve çürümeye neden olan kurtçuklar ve organizmalar üzerinde duruyor. Fiziksel ölümün karmaşasını bir komedi serisine dönüştürüyor. Shmuel Saul'un Oğlu Geza Rohrig, karısını kanser nedeniyle kaybeder. Bedeni, üç delikli düz bir ahşap kutuda yeraltında ayrışırken ruhunun geri dönüp dönmeyeceği konusunda kafası karışır. Çürüme konusundaki bu belirsizlikle, Albert'in Matthew Broderick düzenlediği bilim kursuna katılmaya karar verir.

Albert, cesetlerin içinde birikmiş gazların patlayabileceğini anlattığında, Shmuel bazı şeyleri kavramaya başlar. Bilim ve kutsalın bir araya geldiği bu noktada, Shmuel ve Albert, araştırmacı bir ikili haline gelirler. Albert, Shmuel'e karısının bedeninin çürümesi hakkında bilgi vermek için bir domuzun bedenini örnek alır. Önce korkunç bir video gösterimiyle, ardından da boğdukları ve gömdükleri gerçek bir domuzla bu durumu somutlaştırır.